Hayal Kurmak Üzerine – Ferrari

Küçükken yaz tatillerinde babam, abimle beni iş yerine götürürdü. Abimle biz istemedik tabi ki. Yaşıtlarımızdan babasının ya da herhangi birinin yanında çalışan kimse yoktu hatırladığım kadarıyla. Yaz tatillerini genelde yatarak, oyun oynayarak geçirirlerdi. Mali açıdan bir gereksinim olarak değil de babam dışarıda boş boş gezinmemizi istemediği için işe götürürdü. Yaz tatilinde bile hafta içi her … Read more

Daha İyi Olmak – Galatasaray Frankfurt

Geçenlerde Galatasaray, Frankfurt karşısında maalesef ki 5-1’lik bir mağlubiyet aldı. Kimileri bu skora çok üzüldü, kimi çok sevindi, kimi alay etti, kimi fark etmedi bile. Bir çok şeyler yaşandı. Haliyle her mağlubiyet sonrası olduğu gibi bu olayı eleştiren bir çok kişi oldu. Eleştirilerin merkezinde ağırlıklı olarak teknik ekip vardı. Her şey bitti, eldeki bilgilerle herkes … Read more

İstanbul’da Yaşanır mı? – Boğaz Olmadan İstanbul

İstanbul’u boğaz olmadan hayal etmeye çalışalım. Boğazı ortadan kaldırıyoruz, Asya, Avrupa birbirine bağlanıyor. Avrupa’nın karmaşası, Anadolu’nun yer yer karmaşa, yer yer sakinliği birleşiyor. Güzel haber artık köprü trafiği gibi bir derdimiz yok, kendimize başka trafikler bulmamız lazım. Kötü haber, daha doğrusu kötü haberlerden biri boğazın eşsiz manzarası da artık yok. Şair muhtemelen tepelerden bakarken bir … Read more

Değişen Algı – Uzun Pantolonlu Çocuklar

Küçüklüğümde bir dönem mahalledeki bir çok çocuğun pantolon alırken 5-6 santim uzun aldığını hatırlıyorum. Ben de öyle almıştım bir kaç sefer. Pantolonu uzun alırdık, daha sonra o uzun kısmı bir kaç kat -artık aldığımız uzunluğa göre kaç kat ideal oluyorsa- katlardık. Bunun havalı olduğunu ya da daha güzel göründüğünü düşünürdük. Havalı biraz garip oldu, o … Read more

Çevre Bilinci- İzmarit Atmadığınız için Teşekkürler

Geçenlerde bir AVM’nin yeşillik alanında şöyle bir uyarıya, yazıya denk geldim: “İzmarit Atmadığınız için Teşekkürler”. Düşününce aslında sık sık karşılaştığımız uyarılardan birisi. Denize çöp atmayın, yere izmarit atmayın, çöplerinizi çöp kutusuna atın… Liste böyle uzayıp gidiyor. Çöpün nereye atılması gerektiği konusunda sürekli bir uyarı halinde olunması gerekiyor. İşi biraz daha ileri götürenler de oluyor. Buraya … Read more

Seçim Yanılsaması – Karpuz Seçme İlizyonu

İstanbul gibi büyük bir şehirde bir kaç sefer karpuz seçmiş olanlar bilir. Karpuzun iyi ya da kötü çıkması, beklemiş ya da taze olması gibi bir çok olasılık vardır. İşin ehliyseniz tabi bu olasılıkları lehinize olarak artırabilirsiniz. Genel için konuşursak, iş satıcının insafına, kendiniz seçiyorsanız amiyane tabiriyle şansınıza kalmıştır. Karpuzun güzel çıkması başlı başına bir sevinç … Read more

Klasikleşmiş Sahneler – Elle Tetiklenen Bomba

Geçenlerde bir dizi izliyorum. 3-4 kişi bir bombayı taşıyor, bomba ile merdiveni patlatacaklar. Bu sayede onları takip edenler peşlerinden gelemeyecek. Düşmanın hareket kabiliyetini kısıtlamak istiyorlar kısacası, bulundukları mekandaki tek yol o büyük merdiven. Ne asansör var ne başka bir şey, merdiven yoksa yukarı doğru kanca falan atıp tırmanmanız lazım. Bu da pek mümkün değil gibi, … Read more

Yapay Zeka Nereye Gidiyor? – Yardımcı Pilot

Bir süre önce bir yazıda yapay zekadan kısaca bahsetmiştim. Yazının ana fikri yapay zekanın bizi uyuşukluğa, tembelliğe sevk edip etmediği üzerineydi. Zaten yazının ismi de yapay zeka uyuşukluğuydu. Orada yapay zeka neler yapıyor, yazılımcının hayatına nasıl dokunuyor kısaca bahsetmiştim. Aradan aylar geçti, haliyle yapay zeka bütün hızıyla gelişmeye devam ediyor. Nereye gidiyor tekrar bir baksak … Read more

Kısıtlı Hayaller – Çamaşırcının Çocuğu

Geçenlerde mahallemizdeki berberle havadan sudan konuşuyoruz. Tıraş olurken yapılan ufak sohbetlerden biri. Havanın oldukça sıcak olduğu günlerden biriydi. O sıcakta ister istemez klasikleşmiş, havalar da ne kadar sıcak muhabbetine girdik. Nereden aklıma geldiyse yalıda yaşasaydık bir denize girip çıkardık dedim. İstanbul’da öyle çok denize girecek bir yer yok, aralarda tek tük. Yalı en rahatı :). … Read more

Park Sorunu – Yer Tutucu Araba

Park sorunu, daha doğru tabiriyle araba park edecek yer sorunu bir çok büyük şehir gibi İstanbul’un da en büyük problemlerinden biri. Mahalle aralarında yolun ekseriyetle bir tarafı, yol uygunsa iki tarafı birden park halindeki arabalarla tıka basa dolu. Birisi çıkmaya görsün anında yenisi çölde bir vaha bulmuş gibi park yerine giriyor. Çölde vaha deyince aklıma … Read more