Park Sorunu – Yer Tutucu Araba

Park sorunu, daha doğru tabiriyle araba park edecek yer sorunu bir çok büyük şehir gibi İstanbul’un da en büyük problemlerinden biri. Mahalle aralarında yolun ekseriyetle bir tarafı, yol uygunsa iki tarafı birden park halindeki arabalarla tıka basa dolu. Birisi çıkmaya görsün anında yenisi çölde bir vaha bulmuş gibi park yerine giriyor.

Çölde vaha deyince aklıma Seinfeld’teki sahne geliyor. George evin ya da an gittikleri yerin tam önünde bulduğu park yeriyle övünüp duruyordu. Evin hemen önünde park yeri bulabilmek gerçekten mühim bir başarı, o zamanki New York, bugünkü İstanbul şartları düşünülürse.

Yanlış anlaşılmasın burada insanları suçlamıyorum. Bazı kişiler neden benim evimin önüne park ediyorsunuz tarzı serzenişlere giriyorlar. İnsanlar bir yere park etmek zorunda, mahalle arasını düşündüğümüzde bu yüksek ihtimalle birisinin evinin önü olacak. Normal bir durum yani, park yeri sınırlı, evlerin altında genellikle otopark yok. Okul, park (bu sefer normal park, sorun çıkaran değil) ve benzeri yerlerin altı otopark yapılmamış. Sonuç sürekli artan araba ve sınırlı park alanı.

Bunun şu an için çözümü kentsel dönüşüm kapsamında otoparklı evlerin yapılması ama o da bazısında yapılıyor bazısında yapılmıyor. Yani muhtemelen park sorunu kısa zamanda çözülecek bir şey gibi durmuyor. Otoparklı apartmanlar yapılıyor olsa bile buna karşılık trafiğe sürekli yeni araç çıkıyor. Eskiden evde tek araba olurdu, artık hanıma, oğlana, kıza, onu da geçtim şehir içi, şehir dışı, elektrikli, elektriksiz diye liste sürekli kabarıyor. Hatta birisinden aynı arabanın bir son modeli, bir de eski bir modelini kullandığını duymuştum. Şehrin içinde varoş diye tabir edilen yerlere gitmesi gerekiyorsa eskisini kullanıyormuş. Lüks yere gidiyorsa son model olanı.

Park sorunu deyince bir de yer tutucu araba problemi var. Bunun iki türü var benim gördüğüm kadarıyla. İlki artık hurdaya çıkmış araba bir yere çekilmiş kaderini bekliyor. Aylar, yıllar geçiyor orada öylece duruyor. Araba gittikçe yıpranıyor ama ne yerinden kımıldıyor, ne bir şey oluyor. Belediye çekmiyor, sahibi yaşıyor mu ölmüş mü belli değil, doğanın arabayı yok etmesi bekleniyor sanırım. Bir aralar poşet doğada şu kadar sürede tamamen yok olur, başka bir şey bu kadar sürede diye çevre bilinci oluşturulmaya çalışılırdı. Bir arabanın doğada yok olma süresi ne kadardır bilemiyorum. Poşetten yola çıksak bile muhtemelen baya bekleyeceğiz hurda arabanın tuttuğu park yerinin açılması için.

İkinci tip yer tutucu arabayı da bir örnekle açıklamak istiyorum. Ben de aktif olarak araba kullanmaya başlayıp park yeri savaşlarına katılınca, haliyle evin önündeki park yerlerini ufaktan gözetlemeye başladım. Boş yer var mı, hangi arabalar var, çıkar mı, durur mu vs. Bizim sokağın başında güzel bir park yeri var. Girmesi çıkması çok rahat, manevra yapmadan tekte girip çıkılabilir, park yeri arayan herkesin ağzının sularını akıtacak güzellikte bir yer. Park yerini de böyle övmek çok garip oldu ama iş biraz o noktaya doğru gidiyor.

Bu güzel park yerine bir aralık bir araba park etti. Sahibini tanıyorum, bizim apartmanda oturan birisi. Daha sonra o araba oradan uzun bir süre kıpırdamadı. Sahibi şehir dışına falan çıkmadı, apartmanda, yolda denk geliyorum. Araba haftalarca belki aylarca orada kaldı. Muhtemelen aküsü bitmesin diye mahallede arada bir tur atıyor hemen geri aynı yere park ediyor. Başka bir açıklama bulamadım kendimce. Bir kaç saati geçtim, işlek bir saatte 5 dakika bile çıksa yerinden hemen birisi kapıverir. Sabah erken saatlerde belki de hızlı bir tur atıyor, kim bilir.

Aklıma yine Seinfeld’ten bir sahne geldi. George babasından ya da başka birisinden bahsediyor, iyi bir park yeri buldu mu diyor bir daha hiç oradan çıkarmaz arabayı. Bu tarz videolarda vardı, camdan bakıyor arabasına, çok iyi yer buldum be tam evin önü diye seviniyordu.

Bu iki durum zaten sıkıntılı olan park yerini biraz daha da sıkıntılı hale getiriyor. Hurda arabaları devlet dönüştürecek miymiş, geri mi alacakmış, bonus mu verecekmiş ne yapacaksa kurtulalım lütfen bunlardan. İkinci olarak da aracını çok sık kullanmayanlar, mahallede biraz daha uzağa park edebilirler. Mesela bizim mahallede 2-3 dakika yürüme mesafesinde bir yol var, genelde park yeri olarak boş oluyor. Yer bulamayan mecbur oraya gidiyor. Evinin önüne değil de oraya bırakılsa en azından aktif kullananlar daha rahat eder. Tabi camdan izleyip sevinmek istiyorsa kişi onu bilemeyeceğim.

Leave a Comment